logo

Bankaların Son Oyunu: Sigorta

Bankaların Son Oyunu: Sigorta

 

Eder istikrarının sağlanması ve konuşu büyümenin gerçekleştirilmesi, ekonomi politikasının en çizgi amaçlarını oluşturmaktadır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi ile toplumun refahı artmakta zıt durumlarda ise toplumda gönenç kaybı dask prim hesaplama oluşabilmektedir. Bu nedenle bile bu dü amacın baş başa gerçekleştirilmesi koca kıymeti harbiye bildirme etmektedir. lakin bu iki gaye her gün aynı anda gerçekleştirilememektedir. Örneğin, ekonomik büyümenin hızlandığı bir durumda toplumun hasılat düzeyi yükselmekte ve buna sınırlanmış olarak toplumun tüketim kalıpları değişebilmektedir. tüketim kalıplarındaki bu değişikliğin etkisiyle dask prim hesaplama oluşabilen dileme fazlasının karşılanamaması halinde ise başlangıçta sağlanan paha istikrarı bozulabilmektedir. Bu durumun tam tersi olarak, hediye istikrarının sağlanması için izleme edilen yekûn harcamaları azaltıcı politikalar, ekonomide çarpan etkisidask prim hesaplama oluşturabilmekte ve ekonomik büyümenin daha zait azalmasına münasebet olabilmektedir. nedeniyle paha istikrarı ile soylu erki büyüme arasında bir etkileşimin bulunması.

Bu etkileşimin derecesinin ve öncelik sırasının belirlenmesini ciddi kılmakta ve uygulanacak tutum politikalarının şekillenmesine de katkıda bulunmaktadır. öteki bir deyişle, yükselmek istikrarının sağlanamadığı yahut bir sağlık sigortası hesaplama anlamda kullanılan enflasyonun yükseldiği bir ülkede ekonomik büyümede bile hissedilir azalmalar meydana geliyorsa bu durumda enflasyonu hızlandırıcı politikalardan vazgeçilmesi gerekmektedir. lakin makroekonomik teoride, pahalılık ile ekonomik nema arasında bir sabık dışa vurum de belirtildiği kabil bir çelişki olmadığı uzun yıllar hakim konsept olarak ikrar edilmiştir. 1960’lı ve 1970’li sağlık sigortası hesaplama yıllarda Mundell ve Tobin gibi iktisatçıların öncülüğünü yaptığı bu hakim düşüncede, enflasyonun sermaye birikimini artıracağı ve meta birikiminin artmasıyla da ekonomik büyümenin hızlanacağı gelecek sürülürken; daha ahir çalışmalarda ise bu düşüncenin desteklenmediği görülmektedir. Zira söz ekonomik ikinci düşüncenin kıymeti harbiye kazanmasında, bilhassa 1980’li yıllarda latin Amerika ülkelerinde gözlenen etkili enflasyon ve ceninisakıt sağlık sigortası hesaplama soylu erki büyümenin dışında birçok nedenin ruhlu olduğu belirtilmektedir. Bu nedenler içerisinde ise mualla enflasyonun fiyatlama davranışlarını bozması ve bunun da çaykara kullanımını etkisizleştirmesinin öne çıktığı düşünülmektedir. Bu anlamda enflasyon, sadece kaynakların hareketli kullanımını sınırlamamakta nüsha zamanda üretimde kullanılacak sermayenin de maliyetini bile artırmaktadır.

Zira şişkinlik ile bu arada gelecekle alakadar belirsizlikler artmakta ve buna mecbur olarak da alınacak olan risklerin fiyatı da yükselmektedir. Böylelikle de gerçek anlamda kayba düşmek istemeyen başmal sahiplerinin, fakat enflasyonun kasko hesaplama üzerindeki faiz oranları ile yatırımcılara bulak getirmek istemeleri, yatırımların caydırılmasına ve ülkenin gizil üretim kapasitesinin azalmasına ne olabilmektedir.  1970’li yılların ikinci yarısından ahir dönemin koca bir bölümünde, Türkiye’de latin halkları Amerika ülkelerinde yaşanan sürece misal bir şekilde enflasyonun yükseldiği ve hesaplı büyümede istikrarsızlıkların yaşandığı gözlenmektedir. Bozulan makroekonomik dengelerin düzeltilmesi üzere alınan 24 kasko hesaplama son kânun 1980 denge tedbirlerinin ardından ise oluşan tablonun, kararların çizgi amaçlarından birisini oluşturan enflasyonun makul düzeylere düşürülmesi amacına yoğun okkalı özen etmediği görülmektedir. Oluşan bu fiyat istikrarsızlığının birçok strüktürel nedeni olmakla birlikte, kredi arzının denetleme edilememesi, ciğer talebin sınırlandırılamaması, saygınlık faizlerinin sürekli artım göstermesi ve mali disiplinin sağlanamaması kabilinden nedenlerin kasko hesaplama enflasyon üzerine mühim etkileri olduğu belirtilmektedir. gır ekonomik bu nedenlere sınırlı olarak oluşan enflasyonun ise müntesip dönemde yaşanan kararsız konuşu nema performansının en ciddi nedenlerinden birisi olduğu düşünülmektedir. Bu açıklamalar, yaşanan bu sürecin nitel boyutunu göstermekle bu arada kantitatif boyutunu ise göstermemektedir.